Bazi gönül erbabi, sefa cicekleri gibi günün ilk isiklarina muhtactir. Ondan sonra sarili kirmizili pariltilarla göz alir, kendisini sevdirir, begenen bakislari üstüne ceker. Ülfet de böyleydi. ... Dudaklarini ezen o iki sevgili dudak, gögsüne temas eden o hararetli, atesli, beyaz, muntazam gögüs, saclarini sevecenlikle, seve seve oksayan o kücük zarif eller, hevesli burnunu dolduran o güzel koku onda takat birakmadi. O da güzel, o da müptela... Burasi belli... Fakat tatli bir bela mi

Döneminin Istanbul hayatina dair bircok ayrintiyi zapta gecirip bugünlere birbirinden güzel mektuplar ulastiran Ahmet Rasim,Hamamci Ülfetromaninda, her yazarin kolay kolay kalem oynatamayacagi, en fazla üstünkörü deginip gececegi bir dünyayi anlatiyor. Erkeklerin konaklara hapsettiklerini düsündükleri kadinlarin disaridan daha renkli dünyasi, eglence meclisleri, hamam sohbetleri bu kisa ve keyifli romanda teker teker isleniyor. Lezbiyenlerin ilk defa görünür oldugu eserlerden biri olanHamamci Ülfet, kadinlarin giyim kusamlari, süslenmeleri, argolari üzerine de meraklilari icin önemli bilgiler sunuyor.

Bu baskidaHamamci Ülfetin orijinal metnini ve günümüz Türkcesine uyarlamasini bir arada bulacaksiniz.