Sokak, evin kapisini calarken kendimizi buldugumuz yerdir. Giderken de dönerken de gözlerdeki nemin sebebinin sorulmadigi uzun bir koridor, gecinmek icin kitap satilan bir diyar, rastlantilarin, karsilasmalarin, ibretlerin ve hatta hatirlamalarin merkezi yine o sokaklardir. Disaridan cikip iceri girildiginde akil hala sokaktadir, bu sebeple bedenin kisa bir süre yalniz kaldigi anlardaki tat kendine has niteliktedir. Zihnin sokakta topladigi kiymetli seyler kapali mekana hemen giremez, gönüllere islemesi icin bir süre bedenin yalniz kalmasini bekler. Ismail Kilicarslan siirleri gibi fikirlerinin, yazilarinin, meselelerinin ve hayatinin özünü Sokakta yakaliyor. Olmayacak cocukluk asklarindan Huzur Kiraathanesindeki siir muhabbetlerine, Aksanin Kirlangiclarindan radyoda calan icli bir türküye her detayi siirden bozdurup kisa öykülere cevirerek o essiz anlari tatli bir Türkceyle okuyucusunun gönlüne isliyor