Kalbi bir uzuv gibi kirila kirila yanlis kaynamis birinden korkulur.
Istanbulun kalabaligindan, gürültüsünden, fiyatlarindan ve fay hatlarindan kacip Egede kücük, sirin bir köye yerlesen Esin, hicbir seyin umdugu gibi olmadigini fark edecektir. Sakin bir hayat özlemiyle geldigi yerde merakli komsulardan, karmasik iliskilerden ve beklenmedik bir cenaze töreninden kacamayacaktir. Peki, sadece dedikodularin izini sürerek bir cinayeti cözmek mümkün müdür
Edebiyatimizin degerli kalemlerinin editörü olarak taninan Didem Ünal Demir, bu sefer kendi romaniyla okur karsisina cikiyor. Incelikli dili, sürprizli kurgusu, capcanli karakterleri ve gittikce yükselen temposuyla bu muzip anlati, üslubunu daha ilk kitaptan duyuran bir yazari müjdeliyor. Demir, okurunu bir göc macerasina, ardindan gizemli bir cinayete tanik ederken son satirina kadar sasirmaya, düsünmeye ve eglenmeye cagiriyor Bu Cenazeyi Bana Lütfeder misiniz
Hepimiz gibi ölümü hic düsünmeyen, uzak ve belirsiz bir gelecekte, huzurlu ihtiyarlik günlerinde, sicak yataginda belki de uykusunda yavascacik ölüme gececegini uman Ramazan Efendiyi zehirleyen baska gercekler de var miydi Sikkeli Mezarliginda Hakkinizi helal ediyor musunuz sorusuna ruhsuz bir koro gibi Ediyoruz, diyenlerin kalbinden neler gecti Dolanbaz Ramazanin, Ballibok Ramazanin, Metelik Ramazanin baska ne gibi lakaplari vardi da adam mezarinda bile rahat edemedi, su an morgda bir soguk hava dolabinda ayak basparmaginda etiketle yatiyor