Küresel saglik sorunlari, iklim krizi, su kaynaklarinin azalmasi, canlilarin yasam alanlarinin tahribati, biyocesitliligin azalmasi, esitsizliklerin artmasi gibi konulara bagli olarak sürdürülebilir kavraminin önemi ortaya cikmaktadir. Bu calismada üretim-tüketim süreclerine nedeniyle kurum- kuruluslarin neden oldugu tahribati azaltmak ve önlemek icin yaptiklari calismalarin yer aldigi kurumsal sürdürülebilirlik raporlari incelenmektedir. Iklim degisikligine bagli olarak dogal kaynaklarin azalmasi, salgin hastaliklar, su kaynaklarinin azalmasi, hava kirliliginin artmasiyla canlilarin yasam alanlarinin tahrip edilmesi ülkeleri, kurumlari alarma gecirmektedir. Kurum ve kuruluslari cevresel anlamda duyarli olmaya ve harekete gecirmeye zorlamaktadir. Doganin devamliligi markalarin ve bireylerin sorumluluklarini artirmaktadir. Bu baglamda kurumlar icin sürdürülebilirligin önemi ortaya cikmaktadir. Sürdürülebilirlik kavrami ortak gelecegimiz raporunda belirtildigi üzere gelecek nesillerin gereksinimlerini düsünerek kaynaklarin korunmasini amaclamaktadir. Amac, sirketlerin kurumsal sürdürülebilirlik raporu sonuclarinin iletisim stratejilerine nasil yansidigini aktarmaktir. Buradan yola cikilarak bu kitapta cesitli kurumlarin sürdürülebilir faaliyetleri ve bunlarin iletisim süreclerine hangi araclarla yansitildigi arastirilacaktir.