Mehmet Sadik Alicanin Miraz romani, Urfanin tarihini, kültürünü ve insan hikayelerini bir araya getiren, okuyucuyu hem duygusal hem de düsünsel bir yolculuga davet eden önemli bir eser. Alican, iyi bir Urfali olmanin verdigi derin kültürel birikimle, Urfanin kadim mirasini romanda ustaca isliyor. Göbeklitepe, Karahantepe ve Balikligöl gibi mekanlarin izlerini takip ederken, insanligin ortak mirasina dair derin bir farkindalik sunuyor. Bu mekanlari sadece bir arka plan olarak kullanmakla yetinmiyor, onlari hikayenin merkezine yerlestirerek, okuyucuyu tarihin katmanlari arasinda bir kesfe cikariyor. Bu kesif, insanlarin köklerine dair meraklarini ve aidiyet duygularini harekete geciriyor.
Urfanin mimari zenginlikleri, kültürel hosgörüsü ve etnik cesitliligi, roman boyunca Alicanin kaleminde hayat buluyor. Alican, Urfa müzigi ile agitlar, maniler, türküler, gazellerle hüzünler ve sevinclerle örülü insan hikayeleri üzerinden, kentin mozaik kimligini gözler önüne seriyor. Bu anlamda Miraz, sadece bir roman degil, ayni zamanda sözlü bir tarih calismasi niteligi tasiyor.